Cuma
İzmir
Kitap Fuarı’na
katılmak için çok zaman kaybettim. Fuarın 7. günüydü ve ben daha bugün ziyaret
edebildim. Gerçi daha yeni geldim Afyon’dan, fakat yine de kaçırdığım günlerin
pişmanlığını yaşıyorum.
Kitap Fuarı’na gitmeden önce İzmir Atatürk İl Halk Kütüphanesi’ne
uğradık Ç. ile. Uzun zamandır Sema
Kaygusuz okumak istiyordum. “Sandık
Lekesi” ve “Yere Düşen Dualar”
isimli kitaplarını aldım. Bir de Enis
Batur tabii ki: Kandil.
Kitap Fuarı’nda Ozan’la karşılaştım.
Birkaç ay önce Derme-Çatma adlı bir fanzin çıkarmayı planlamıştık, fakat bir
türlü zaman yaratamamıştık. Bu karşılaşma fanzin projesini de tekrardan gündeme
getirdi. İlk sayı haziranda…
İki söyleşiye katıldık fuarda. Aydın Şimşek, Emel Kayın ve Hülya
Soyşekerci’nin konuşmacı olduğu “Hızın
ve Devrimin Sanatı: Fütürizm” ve Veysel
Çolak, Fikret Hakan, Turgay Gönenç ve İsmail Mert Başat’ın konuşmacı olduğu “Sinema Dili Şiir Dili Mi?”…
Söyleşiler sonrası Aydın Şimşek ve Emel
Kayın’la fütürizm, fanzinler, edebiyatın popülizmden uzaklaşması gerekliliğine
ve Emel Hanım’ın kendi fütürist manifestosuna uzanan kısa bir sohbet imkanı
bulduk. Emel Hanım’ın manifestosu çok ilginç… Yakında Deliler Teknesi’nde yayınlanacakmış.
Ozan’la, Alsancak-Kıbrıs Şehitleri-Can
Yücel Sokak-Yakın Kitabevi arasında kısa yürüyüşümüz ve özellikle fanzinler
üzerine sohbetimizle geceye biraz daha yaklaştım.
Sema
Kaygusuz’un
ilk kitabı olan Sandık Lekesi’ne
başladım eve gelir gelmez. Ortadan
Yarısından, Tacettin, Elif’in E’si öykülerinde farklı bir öykü
anlayışına, farklı bir dile ve farklı bir üsluba tanık oldum. Olaylara dışardan
bakan anlatıcının tıpkı bir konuşma, anlatma esnasında kullandığı imgelerle
örülü öyküler bende dönüp her bir öyküyü tekrar okuma isteği uyandırdı.
Bazı kitaplar vardır hem elinden
bırakmak istemezsin, hem de kitabın bitmesinden korkarsın. İşte Sandık Lekesi
de öyle bir kitap. Öyküleri okudukça başa dönüp yeniden okuyorum ki hem kitap
kısa sürede bitmesin, hem de elimden hiç bırakmamış olayım.
Tuna
BAŞAR
0 Yorumlar