Günlükler -7-


Nisan 2009
2 Nisan/
müziğe dökülemeyen bir nota gibiydi aşk
yalnız, çaresiz, anlamsız

karanlık bestelerin hüznü gibiydi
umutsuz, derbeder, yenik

bir soluk gibiydi soğuk gecelerde
bulanık, yitik, sıcak

ölümü çağrıştıran bir kâbus gibiydi
imgesiz, siyah, korkak

5 Nisan/
Bir aşk bitmeden yeni bir aşka yelken açmaya niyetlendiğim zamanlarda, özneyle yüklem arasındaki uyumsuzluğu bir tek ben fark ediyorum.

6 Nisan/
kocaman gözleri var, upuzun kirpikleri

sessizbekleyişlerinfırtınalıgünlerindesoğukbiryağmurdamlasıeşliğindeağlayanıssızadamhâlâsüresidolmayanbekleyişiniavarebirruhateslimetmeyeçalışıyor

kocaman gözleri var, upuzun kirpikleri…

9 Nisan /
Bir harf bir insanın hayatında ne kadar etkilidir?

Çocukken “r” harfini söyleyemezdim. Bu nedenle “r” harfinin geçtiği kelimeleri kullanmamaya çaba sarf ederdim. Ama ne yazık ki o kadar çok içinde “r” harfi geçen kelime vardı ki istesem de bu eksikliğimi saklayamazdım. “r” harfinin içinde geçtiği kelimeler yüzünden arkadaşlarım benimle dalga geçerdi. Şiir okuduğum bir gün isminde “r” harfi geçen bir öğretmenim de bana gülmüştü. Bir çocuğun ruh dünyasında derin etki bırakan izler… Ama inat ettim. Tam 2 yıl boyunca bütün çabam “r” harfini söylemek içindi. Sonunda başardım da… Ve o günden beri özellikle içinde “r” harfi geçen kelimeleri üstüne basarak kullanırım. Sanki söyleyemediğim yıllara nispet eder gibi.
Ama bugün yeniden “r” harfinden vazgeçiyorum. Çocukken bana işaret olarak gösterilen eksiklik şimdi bir başka yansıma şeklinde tekrardan hayatımda derin izler bırakıyor. O zamanlar okuduğum şiirlerde “r” etkisi görülürdü, şimdi ise hem okuduğum hem de yazdığım şiirlerde “r” etkisi görülüyor. Şiirler yazıyorum, şiirler okuyorum ve yine herkes bana gülüyor. “r” harfini ısrarla söylediğim için bende bir eksiklik olduğunu düşünüyorlar. Ve ben şimdi “r” harfini bir daha söylememek için çabalıyorum. Biliyorum ki 2 yıllık çabanın sonunda bunu da başaracağım.

Bir harf bir insanın hayatında ne kadar etkilidir?

12 Nisan/
…her hatırlayış
      yeni bir başa sarış…

19 Nisan/
Hayatıma giren her insan için bir karalama defteri olmuşum. Gelmişler, yazıp-çizip en doğruyu elde edene kadar uğraşmışlar. Sonra da önlerine tertemiz bir kâğıt çekip bende yazdıklarını başkalarına temize çekmişler. Ellerindeki metni bir daha değiştirmeyecekleri bildikleri için de beni bir kenara atıp gitmişler.

İnsanların hayatında böyle olumlu etkilere sebep olduğum için sevinmem mi gerekiyor?

21 Nisan/
Bazı insanlar iki virgül arasına sıkışmış ara cümle olmanın ötesine geçemez.

25 Nisan/
Bir sürü karışık rüyayla boğuştum durdum gece boyunca. Rüyalarımda bile gözlerimi ondan alamıyorum. Sanırım onun kalbini kazanmak için bir şeyler yapmanın zamanı geldi. Hatta doğru zamanı kaçırmış bile olabilirim.
Ama o benim için hiçbir şey yapmıyor ki. Gözlerinin gözlerimi aradığını, ruhunun benim varlığımla neşelendiğini hissediyorum, ama daha bariz işaretlere ihtiyaç duyuyorum. Onun da beni istediğinden emin olmalıyım. Yoksa yaptığım her şey boşa gider.

26 Nisan/
Hiç gece yazılanla gündüz yazılan bir olur mu?

30 Nisan/
sessiz bir düşle ilk defa karşılaşan
kalbi kırık bir çocuk gibi
gözlerinden yükseliyor
kalbime akan inci tanesi

Tuna BAŞAR

/ nisanikibindokuz
izmir-afyonkarahisar /

Ayın Kitapları

- Oğuz Atay “Tutunamayanlar” Roman İletişim Yay.
- Enis Batur “Kurşunkalem Portreler” Deneme Remzi Kitabevi
- Sema Kaygusuz “Sandık Lekesi” Öykü Can Yay.
- Sema Kaygusuz “Yere Düşen Dualar” Roman Doğan Kitap.
- Enis Batur “Kandil” Şiir Altıkırkbeş Yay.
- küçük İskender “The God Jr” Şiir Sel Yay.
- Enis Batur “Kulak” Deneme Sel Yay.
- Bâki Asiltürk “YKY Şiir Yıllığı 2008” Antoloji YKY
- Şeref Bilsel-Cenk Gündoğdu “Şiir Defteri-Şiir ve Hayat 2009” Antoloji İkaros Yay.

Yorum Gönder

0 Yorumlar