Cumartesi
Uzun zamandır öykü üzerine yoğunlaşmayı
düşünüyordum, fakat bir türlü yeterli vakti bulup da öykü yazmaya
koyulamıyordum. Aslında aklımda birkaç farklı öykü düşüncesi var. Bir de bir
roman projem için zihnimde plan yapıyorum. Bu roman biraz da öyküden beslenecek
bir şekilde yazma sürecine girecektir. Çünkü birkaç farklı karakterin
öykülerini yazıp bunları bir olay çerçevesinde bir araya getirerek yazacağım
romanımı. Olayı odağa alıp her bir kişinin öyküsünü kâğıda dökeceğim. Tabii bunu
planlamak kolay da yazmaya başlamak olabildiğince cesaret istiyor. Gerçi
yazmaya başlayınca kendi yatağında akacaktır bu proje. Ferit Edgü’nün bir sözü son günlerde zihnimde yankılanıyor: “Roman da öykü de 400 m koşusu gibidir, fakat
roman 400 m engelli.” Roman yazmak birçok engeli de beraberinde
getirecektir. Öncelikle yeterince zaman ayırmak gerekiyor romana. Her yazılan
cümle üzerinde detaylı düşünmek ve tüm yazdıklarını bir bütün haline
getirebilmek… İyi bir üslup yakalamak, aynı yazma ritmi içinde kurguyu okura
iyi bir şekilde aktarabilmek gerekiyor. Roman yazmak sanıldığı kadar kolay bir
iş değil bence. Bir kere yeni bir şeyler söylemek lazım. Farklı bir atmosferin
içine sokmak lazım okuru. Bir okuma lezzeti sunabilmek gerekiyor. Aslında bu
proje kendimi sınamak için büyük bir şans benim için. Sonuçta ortaya bir roman
çıkmasa da yaratacağım karakterler benim bundan sonraki yazma serüvenimde büyük
bir yol gösterici olacaklar bana. Her bir karakter üzerinden bir öykü ortaya
çıkacak. Bir de uzun bir süre önce planladığım “İnsan Manzaraları” projemi besleyecek bu roman projesi. Buradan
çıkan karakterler en kötü ihtimalle İnsan
Manzaraları’nda kendine bir yer bulacaktır. Bir an önce bu proje için
çalışmaya başlamalıyım.
6eylül’14gecesi
edirne
0 Yorumlar