• Sırma
Köksal’ın Okumanın Halleri adlı
deneme kitabı…
• Türkçe’nin önemli denemecilerini
araştırmalıyım. Bu denemecilerin bir listesini Listelediklerim’de yayınlamalıyım ve en kısa zamanda her bir
denemeciden bir kitap okumalıyım.
• Deneme deyince benim aklıma ilk olarak
Enis Batur geliyor. Sonrasında da Ferit Edgü… Yine, yeniden Enis Batur ve
Ferit Edgü deneme kitapları okuma zamanı…
• Virginia
Woolf
• Mevsimler üzerine bir deneme
yazmalıyım.
• Sırma
Köksal’ın Sonbahar denemesi:
Virginia Woolf’un hastalık üzerine yazdığı denemeyi
hatırlatarak başlar ve Shakespeare’den
Böll’e, Memduh Şevket Esendal’dan Demir
Özlü’ye, Baudelaire’den Gogol’a uzanan yazarların eserlerini zihnimize
düşürürken arka planda bir sonbahar rüzgârı estirir…
• Tomris
Uyar
• Fazıl
Hüsnü Dağlarca’nın Çocuk ve Allah
adlı şiir kitabı… Kitapta yer alan Bu
Eller Miydi, Mevsim, Çocuklar Korkunç Allahım, Duran Saat, Uyanıklık ve Batı adlı
şiirler…
• Fazıl
Hüsnü Dağlarca’nın “Uyanıklık”
şiirini Alıntıladıklarım’da
yayınlamalıyım.
• Kimdir’de
Fazıl Hüsnü Dağlarca hakkında
yazmalıyım.
• Benim de kullanmayı sevdiğim “İzlek” kelimesini dilimize Tahsin Yücel kazandırmış. (Kaynak:
kitap-lık Dergisi Mart-Nisan 2016 tarihli 184. Sayısında Bahadır Gülmez
tarafından yazılan “Tahsin Yücel Dizini” adlı yazı.)
• Aklımda Kalanlar için; IAN.Edebiyat
Dergisinin Nisan 2016 tarihli 3. Sayısında yer alan Ferit Edgü’nün “Yalan Dolan
Üzerine” başlıklı aforizmaları ve özellikle de 9. Aforizması:
“Öylesine bir yalan düzen içinde yaşıyoruz
ki, doğrular bile kısa bir sürede yalana dönüşüyor.”
• Yine, yeniden Kafka okumalıyım…
• Vittorio
De Sica’nın Bisiklet Hırsızları
ve François Truffaut’nun Jules ve Jim adlı filmlerini bir an önce
izlemeliyim…
• İstanbul
Tiyatro Festivali 3-28 Mayıs tarihleri arasında tiyatro severlerle
buluşacakmış.
• Demir
Özlü
• Milliyet
Sanat Dergisi tarafından düzenlenen anketle 45 yazar, yayıncı ve eleştirmen
tarafından 2000’li yıllarda yayınlanmış en iyi 15 Türk romanı belirlenmiş.
Liste derginin Mayıs 2016 tarihli 686. Sayısında yayınlandı.
• Shakespeare
• Selim
İleri’nin “İstanbul Bu Yaz Yine
Sensiz” adlı kitabı Everest Yayınları etiketiyle raflardaki yerini almış.
• Orhan
Pamuk’un Kafamda Bir Tuhaflık
adlı romanı Uluslararası Man Booker Ödülü’ne aday gösterilmiş. Ödülün sahibi 16
Mayıs’ta açıklanacak.
• Eylül’e
Mektuplar adlı projeme daha fazla yoğunlaşmalıyım.
• Baudelaire’nin
Paris Sıkıntısı adlı kitabını bir an
önce okumalıyım.
• Sırma
Köksal’ın Rastlaşma adlı
denemesi;
Baudelaire’nin Paris
Sıkıntısı kitabı üzerinden Paris’e; oradan Puşkin, Gogol ve Dostoyevski’nin yaşadığı St. Petersburg’a
ve Sait Faik üzerinden İstanbul’a
uzanan şehir-edebiyat etkileşimi üzerine bir deneme…
• Sait
Faik’in Semaver adlı öykü kitabı…
• Kimdir’de
Sait Faik Abasıyanık maddesi
oluşturmalıyım.
• Mark Twain Derneği tarafından onur
üyeliğine seçilen kişileri araştırmalıyım. Atatürk
ve Sait Faik bu dernek tarafından onur üyeliğine seçilmişler.
• Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazananların
listesini Listelediklerim’de
yayınlamalıyım.
• Sait Faik’in Semaver öyküsünden ilk
defa duyduğum iki eylem:
-
Pastra
oynamak
-
Natpinkerton
romanları okumak
• Sırma
Köksal’ın Çocukluk adlı denemesi;
Jean Jacques Rousseau ve Tolstoy’la başlayıp Marcel Proust, Oscar Wilde ve Behçet
Necatigil’e uğrayıp çocukluk dönemindeki okuma alışkanlığının nasıl
başladığını hüzünlü bir dille anlatan, kişiyi geçmişe ve kitaplarla dolu
odalara götüren etkileyici bir deneme…
• Aklımda
Kalanlar için Sırma Köksal’ın Çocukluk adlı denemesi…
• Benim için iyi bir denemenin en önemli
göstergesi okuru birden fazla sanat eserine, sanatçıya yönlendirme gücüne sahip
olmasıdır. O denemeyi okuyanın zihninde birçok düşünceyi tetiklemelidir. Okuru
yerinden kaldırıp farklı kitaplara göz atma isteğiyle doldurmalı ve en önemlisi
okurda bir huzursuzluk yaratmalıdır.
İşte o denemenin tadı hiçbir şeye
değişilmez…
• Gogol’un
Palto’su…
• Enis
Batur’un son şiir kitabının adı “A
Cappella” idi. Yeni Lirik Şiirler
alt başlığını taşıyan bu kitap Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından basılmıştı.
Vural
Sözer’in
hazırladığı Müzik Terimleri Sözlüğü’nü
karıştırırken A Cappella maddesiyle karşılaşınca kitabı raftaki yerinden
indirip okumaya başladım.
Bu arada A cappella “çalgı eşliği olmayan, yalnız ses için yazılmış
müzik türü” anlamına gelen İtalyanca bir kelimeymiş.
• Yıllar önce deniz üzerine bir şiirsel
karalama yazmıştım. Şimdi deniz üzerine bir deneme yazmam gerektiğini
düşünüyorum. Denizci bir babanın oğlu olarak “deniz”in benim için önemini kâğıda
dökmeliyim.
Tuna
BAŞAR
0 Yorumlar