Not Defteri -71-


Sırma Köksal’ın Okumanın Halleri adlı deneme kitabı…

• Türkçe’nin önemli denemecilerini araştırmalıyım. Bu denemecilerin bir listesini Listelediklerim’de yayınlamalıyım ve en kısa zamanda her bir denemeciden bir kitap okumalıyım.

• Deneme deyince benim aklıma ilk olarak Enis Batur geliyor. Sonrasında da Ferit Edgü… Yine, yeniden Enis Batur ve Ferit Edgü deneme kitapları okuma zamanı…

Virginia Woolf

• Mevsimler üzerine bir deneme yazmalıyım.

Sırma Köksal’ın Sonbahar denemesi:
Virginia Woolf’un hastalık üzerine yazdığı denemeyi hatırlatarak başlar ve Shakespeare’den Böll’e, Memduh Şevket Esendal’dan Demir Özlü’ye, Baudelaire’den Gogol’a uzanan yazarların eserlerini zihnimize düşürürken arka planda bir sonbahar rüzgârı estirir…

Tomris Uyar

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın Çocuk ve Allah adlı şiir kitabı… Kitapta yer alan Bu Eller Miydi, Mevsim, Çocuklar Korkunç Allahım, Duran Saat, Uyanıklık ve Batı adlı şiirler…

Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın “Uyanıklık” şiirini Alıntıladıklarım’da yayınlamalıyım.

Kimdir’de Fazıl Hüsnü Dağlarca hakkında yazmalıyım.

• Benim de kullanmayı sevdiğim “İzlek” kelimesini dilimize Tahsin Yücel kazandırmış. (Kaynak: kitap-lık Dergisi Mart-Nisan 2016 tarihli 184. Sayısında Bahadır Gülmez tarafından yazılan “Tahsin Yücel Dizini” adlı yazı.)

• Aklımda Kalanlar için; IAN.Edebiyat Dergisinin Nisan 2016 tarihli 3. Sayısında yer alan Ferit Edgü’nün “Yalan Dolan Üzerine” başlıklı aforizmaları ve özellikle de 9. Aforizması:

            “Öylesine bir yalan düzen içinde yaşıyoruz ki, doğrular bile kısa bir sürede yalana dönüşüyor.

• Yine, yeniden Kafka okumalıyım…

Vittorio De Sica’nın Bisiklet Hırsızları ve François Truffaut’nun Jules ve Jim adlı filmlerini bir an önce izlemeliyim…

İstanbul Tiyatro Festivali 3-28 Mayıs tarihleri arasında tiyatro severlerle buluşacakmış.

Demir Özlü

Milliyet Sanat Dergisi tarafından düzenlenen anketle 45 yazar, yayıncı ve eleştirmen tarafından 2000’li yıllarda yayınlanmış en iyi 15 Türk romanı belirlenmiş. Liste derginin Mayıs 2016 tarihli 686. Sayısında yayınlandı.

Shakespeare

Selim İleri’nin “İstanbul Bu Yaz Yine Sensiz” adlı kitabı Everest Yayınları etiketiyle raflardaki yerini almış.

Orhan Pamuk’un Kafamda Bir Tuhaflık adlı romanı Uluslararası Man Booker Ödülü’ne aday gösterilmiş. Ödülün sahibi 16 Mayıs’ta açıklanacak.

Eylül’e Mektuplar adlı projeme daha fazla yoğunlaşmalıyım.

Baudelaire’nin Paris Sıkıntısı adlı kitabını bir an önce okumalıyım.

Sırma Köksal’ın Rastlaşma adlı denemesi;
Baudelaire’nin Paris Sıkıntısı kitabı üzerinden Paris’e; oradan Puşkin, Gogol ve Dostoyevski’nin yaşadığı St. Petersburg’a ve Sait Faik üzerinden İstanbul’a uzanan şehir-edebiyat etkileşimi üzerine bir deneme…

Sait Faik’in Semaver adlı öykü kitabı…

Kimdir’de Sait Faik Abasıyanık maddesi oluşturmalıyım.

• Mark Twain Derneği tarafından onur üyeliğine seçilen kişileri araştırmalıyım. Atatürk ve Sait Faik bu dernek tarafından onur üyeliğine seçilmişler.

• Sait Faik Hikâye Armağanı’nı kazananların listesini Listelediklerim’de yayınlamalıyım.

• Sait Faik’in Semaver öyküsünden ilk defa duyduğum iki eylem:
-          Pastra oynamak
-          Natpinkerton romanları okumak

Sırma Köksal’ın Çocukluk adlı denemesi;
Jean Jacques Rousseau ve Tolstoy’la başlayıp Marcel Proust, Oscar Wilde ve Behçet Necatigil’e uğrayıp çocukluk dönemindeki okuma alışkanlığının nasıl başladığını hüzünlü bir dille anlatan, kişiyi geçmişe ve kitaplarla dolu odalara götüren etkileyici bir deneme…

Aklımda Kalanlar için Sırma Köksal’ın Çocukluk adlı denemesi…

• Benim için iyi bir denemenin en önemli göstergesi okuru birden fazla sanat eserine, sanatçıya yönlendirme gücüne sahip olmasıdır. O denemeyi okuyanın zihninde birçok düşünceyi tetiklemelidir. Okuru yerinden kaldırıp farklı kitaplara göz atma isteğiyle doldurmalı ve en önemlisi okurda bir huzursuzluk yaratmalıdır.
İşte o denemenin tadı hiçbir şeye değişilmez…

Gogol’un Palto’su…

Enis Batur’un son şiir kitabının adı “A Cappella” idi. Yeni Lirik Şiirler alt başlığını taşıyan bu kitap Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından basılmıştı.
Vural Sözer’in hazırladığı Müzik Terimleri Sözlüğü’nü karıştırırken A Cappella maddesiyle karşılaşınca kitabı raftaki yerinden indirip okumaya başladım.
Bu arada A cappella “çalgı eşliği olmayan, yalnız ses için yazılmış müzik türü” anlamına gelen İtalyanca bir kelimeymiş.

• Yıllar önce deniz üzerine bir şiirsel karalama yazmıştım. Şimdi deniz üzerine bir deneme yazmam gerektiğini düşünüyorum. Denizci bir babanın oğlu olarak “deniz”in benim için önemini kâğıda dökmeliyim.

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar