13
Mart 2017 – Pazartesi
Edebiyat ve sanat dergileri sadece
kaliteli ürünleri içinde barındırdığı için değil, onlarca farklı konuyu bir
araya getirip okurun zihninde çok fazla düşüncenin yeşermesine sebep oldukları
için de çok önemlidir. Bu nedenle yazı masamın bir köşesinde daima dergiler yer
alır ve hep bana yakın bir noktada yazma ritüelimi yönlendirirler. Açıp
sayfalarını karıştırdıkça hem yazacak birçok konu çıkar bana hem de okuma yan
yolları oluşturarak beni başka kitaplara, dergilere, yazarlara, filmlere,
resimlere ve müziklere ulaştırırlar. Ne zaman yazma açlığı çeksem ilk iş olarak
dergileri karıştırmayı tercih ederim. 2004 yılından beri edindiğim dergiler
sayesinde çok iyi bir dergi arşivine de sahip olduğum için sadece güncel
dergileri değil yıllar önce yayınlanan dergileri de her an erişebileceğim bir
mesafede tutarım. Ki bu durum bana yılların edebiyat, sanat gündemini
hatırlatıp ne gibi gelişmeler yaşandığını da gösterir.
Bugün de ilk iş olarak masamın üzerinde
biriken dergileri okumaya karar verdim. Okuduğum her dergi sayfası beni farklı
okuma yollarına soktu ve saatlerimi dergilerin içinde ve yönlendirdikleri
kitaplarla geçirdim. Yazı masamdan kalkmaya yeltendiğimde geçen zamanın farkına
bile varmamış olduğumu fark etmenin keyfini de yaşadım.
Okuma saatlerimde bana eşlik eden
dergiler şunlardı: Varlık (Sayı:
1314), Sözcükler (Sayı: 66), Andante (Sayı: 125), İstanbul Art News (No:40), Altyazı (Sayı: 170), Notos (Sayı: 62), kitap-lık (Sayı: 190), Psikesinema
(Sayı: 10), Masa (Sayı: 6), Milliyet Sanat (Sayı:696).
Tuna
BAŞAR
0 Yorumlar