yirmi6mart2bin7
/
bir gün daha geçmişe eklendi
zaman bütün tesadüfleri yok sayarak
esmeye devam ediyor. yıllar anlamlı günleri anlamsızlaştırmayı başarıyor. bugün
geçmişin izlerinden oluşuyor ve geçmişi hiç yaşanmamış saymaya sebep oluyor.
beklentiler hep geçmişin yönlendirmesiyle insana acı veriyor. ama yine de
geçmişin insana kattığı olgunluğun geleceğe ışık tutacağını bilmenin verdiği
mutluluk her şeyi kabullendiriyor.
uykusuzluğun göz kapaklarımda
oluşturduğu ağırlıkla başlayan bir gün daha bana olgunluk katarak geçip gitti.
bir neşterle kalbimin delindiğini hissettiğim birkaç dakika dışında sıradan bir
gündü. ama o birkaç dakika sanki bir ömür gibiydi. beklentilerimin ne kadar
büyük bir noktaya ulaştığını fark ettiğim, ama hiçbir zaman bu beklentilerimin
en ufak bir karşılık bulamayacağını anladığım birkaç dakika...
bir anda bir otobüs yolculuğa gitti
aklım. yine bir 26 mart günüydü. kırmızı ojeli parmaklarını bana göstererek
"kırmızı neyi simgeler?" sorusunu soran ve sinsice gülen kahverengi
büyük gözlere sahip bir kız zihnime konuk oldu. kırmızı aşkı simgeler ama hayat
sadece bir otobüs yolculuğu sırasında yanımda oturan bir kızın sorusu üzerine
şekillendirilemez. işte olgunluk bu olsa gerek. tabii o zaman yapamadığım
olgunluğu şimdi yapacağımı düşünüyorum. aynı durumla karşı karşıya kalsam tabii
ki...
bir gün daha geçmişe eklenirken aklımda
bu güne dair hiçbir şey kalmayacak. sadece yıllar öncenin bir 26 mart gününün
hatırlattıkları hariç. o da aklımdan uçup gitse keşke!
0 Yorumlar