Gece XIX


7 Temmuz 2009
Salı

Bu yaz hiç tatilim yok. Temmuz ayı boyunca Psikiyatri stajında olacağım. Bir haftalık izin süremde İzmir’deyim ve İzmir bana çok iyi geldi. Afyon’a dönmek çok zor olacak.
Burada daha kolay yazmaya ve okumaya zaman ayırabiliyorum İstediğimden de hızlı bir tempoda yazıyorum. Her gün not defterimi, Gece’yi ve günlüklerimi düzenli olarak yazıyorum. Bunun yanında şimdiden 3 mırıldanma, 1 Eylül’e Mektuplar, 3 deneme, 2 sayıklama, 4 içebakan çıktı bile ortaya. Bu hızla gidersem kendimi çok mutlu hissedeceğim. Keşke bu ayın tamamını İzmir’de geçirebilsem.
Gece bu pişmanlığın yanında başka bir pişmanlık daha düşüyor zihnime: Sezen’in yeni albümü nedeniyle yaşıyorum bu pişmanlığı… Ben Sezen Aksu’yu çok severim. Şimdiye kadar çıkardığı tüm albümleri arşivime dahil ettim. Hatta son çıkardığı “Yürüyorum Düş Bahçelerinde” albümüne kadar son 10 yılda çıkardığı her albümü çıkar çıkmaz aldım. Ama gerek derslerin yoğunluğu, gerek mezuniyet dönemi, gerekse de en yakın arkadaşlarımın gidecek olması nedeniyle dünyadan biraz koptuğum için Sezen’in albümünün çıktığını çok geç öğrendim. Öğrenir öğrenmez de albümü satın aldım, fakat albüm çıkalı yaklaşık 20 gün olmuştu.
Bu da beni başka düşüncelere sevk etmeye başladı. Niçin benim insanlara verdiğim değeri bana verecek bir kişi bile yok bu dünyada? Sezen’in albümü çıktığı gün benim bu albümü mutlaka almak isteyeceğimi bilen biri benden önce o albümü alıp bana hediye etmek için niçin çabalamıyor? Niçin beni böylesine çok önemseyen, bana böylesine çok değer katmaya çalışan bir kişi bile yok hayatımda?
Gece’nin getirdiği pişmanlık hayattan çok şey istediğimin mi bir göstergesi? Bu kadar büyük bir beklenti içine girmemeli miyim? Ama ben bunun gibi şeyleri başka insanlar için yapıyorum ve bundan sonra da yapacağım. Benim için bunları yapacak insanı bulup, o insan için mi yapmalıyım bunları acaba sadece?

Tuna BAŞAR

7temmuz’09gecesi izmir

Yorum Gönder

0 Yorumlar