Gece XV


5 Haziran 2009
Cuma

Günler çok hızlı geçiyor. Hastaneyle ev arasında dokuduğum mekiği nöbetler ve uyku bölüyor. Sosyal hayatım son günlerde iyice azaldı. Afyonkarahisar 9. Jazz Festivali’ne katılmaya bile fırsatım yok. Kitap okuyamadığım gibi, film de izleyemiyorum. Gün boyu verdiğim birkaç sigara molası ve yemeklerde dostlarımla sohbet etmek iyi geliyor bu ara sadece. Tabii yazmayı da bıraktım. Aslında o kadar çok şey birikti ki… Beyaz kâğıtlar açlık çekiyor… Farkındayım. Kalemim onları tatmin etmek için sabırsızlanıyor.
Günlerdir elimde dolaşan Enis Batur’un Kırkpâre kitabının zihnimde bıraktığı tortuyu kâğıtlara dökmeliyim. Aklıma gelen yeni projeleri anlatmalıyım. Afyon’da bir kitap kulübünün varlığından bahsetmeliyim. En yakın arkadaşlarımın, dostlarımın bu şehirden gitmesinin verdiği üzüntüyü, başka dostların beni yalnız bırakmamak için bu şehre yerleşecek olmalarının mutluluğunu dile getirmeliyim.
Son zamanlarda kendimi çok şanslı hissettiğim bir iki gün oldu. Hatta o bir-iki günde her istediğim gerçekleşti diyebilirim. Sonrasında tekrar istekleri gerçekleşmeyen bir adam haline dönsem de o birkaç günün verdiği mutluluk uzun süre beni huzurlu kılacak.
siirakademisi.com’un Mayıs ayında düzenlediği şiir yarışmasında “Öleyazılan Aşk” adlı şiirim ilk ona girmiş. En iyi 10 şiir içinden sadece 1. olan şiir belirtildiği için sıralamayı tam olarak bilmiyorum Ama yine de yazdıklarımın şiirsel karalama’dan şiir’e yaklaştığını gösteren bir durum olduğu için içimdeki yazma isteği arttı.
Ne diyordum Öleyazılan Aşk’ta:
            her doğum ölüme yazılan ilk cümledir
            biz ise aşkı yazmalıyız ölümün yanına

Tuna BAŞAR

5haziran’09gecesi afyonkarahisar

Yorum Gönder

0 Yorumlar