9
Mayıs 2009 Cumartesi - Afyonkarahisar
• Leyla
Gencer’in ölümünün 1. yılı…
• Leyla
Gencer’in ölümünün 1. yılı dolayısıyla Fazıl
Say’ın Radikal’de yazdığı “Diva ve
Memleketi” başlıklı yazı…
“‘Sevgi’
yerine ‘kin’ duygusu ile baş başa bırakılan, aslında müzik…
Leyla
Gencer’i bilen, tanıyan, dinleyen
Onu
anlayan, seven
Dünyanın
bir numaralı opera kurumu Milano La Scala’da 35 yıl boyunca ‘primadonna
assoluta’ sıfatıyla söylemiş olmasıyla övünen
En
fazla kaç bin kişiyiz acaba Türkiye’de?
3
bin mi yoksa 5 bin mi?
Bir
de, bu, yakılma ve ardından küllerin Boğaziçi’ne serpilmesi haberlerini
gazetelerden takip eden radikal düşünceli insanlarımızı düşünüyorum…
Onlar
kaç kişidir?
Yüz
binlerce, değil mi?
Kin,nefret…
Söyler
misiniz kime, neye karşı bu tepki?”
•
İbrahim Çallı’nın
“Hamakta Uzanmış Kadın” tablosu…
• Türkiye’nin bazı tabuları vardır ve
yıllardan beri onlar üzerine pek konuşulmaz. Birkaç kişi uzun zamandır ortadaki
yanlışları dile getirme görevini üstlenmiş olsa da genel olarak yıllardır
tartışılmayan konular vardır. Bunlardan en önemlileri Ermeni olayları ve Kürt
sorunudur.
Son dönemde özellikle AKP yandaşları ve
liberaller bu iki konu üzerinde özellikle Türkiye’nin büyük hataları olduğunu
vurgulayıp duruyorlar. Ve nedense son zamanlarda çok yüksek sesle bunları dile
getirmeye başladılar. Yıllardır ses çıkarmayanlar şimdi konuşmaya başladı.
Eskiden birkaç kişi dışında kimse Ermeni
olayları hakkında konuşmazdı. Şimdi ise herkes “evet, o tehcir sırasında bir
şeyler oldu!” diyor. Kürt sorunu için de AKP yandaşları ve liberaller sorunun
temelinde yanlış ülke politikalarının yattığını söylüyorlar.
Bakınca doğru şeyler söylüyor gibi
görülebilirler, fakat benim en çok kafamı karıştıran bu kişilerin niçin
yıllarca yok saydıkları şeyleri şimdi bir anda yüksek sesle dile getirmeye
çalışmaları. İşin içinde yine kendi çıkarları varmış gibi geliyor. Kendi
çıkarları uğruna her şeyi yapabilirlermiş ve hiç savunmadıkları şeyleri
savunabilirlermiş izlenimi uyandırıyor bu durum bende.
Hatta bu iki konuda yanlışların
yapıldığını ve bu yanlışların AKP hükümeti öncesinde yapılmış olduğunu
vurgulamaları da anlamlı. “Onlar yanlış yaptılar, ama şimdi birileri çıkıp bu
iki sorunu da ülkenin yöneticilerinin yaptığı yanlışlara bağlayacak ve sorunlar
da çözülecek!” zihniyetiyle hareket edildiğini görmek beni üzüyor.
Unutmamak gerekir ki ortada bir sorun
varsa asla bütün suç tek tarafın değildir. Diğerlerinin yaptığı yanlışlar da
dile getirilmeli, hem de aynı şiddette.
• Yeni yeni tabirler giriyor siyasi
literatürümüze. Eskiden sağcı-solcu ayrımı yapılırdı, şimdi bunların içinde de
ayrımlar yapılmaya başladı. En son Bülent Arınç’ın söylediği, daha önce de
kullanılıyordu, fakat Bülent Arınç tekrar gündeme getirdi, muhafazakâr demokrat
tabiri gündemde. Nedir bunu anlamı? Sol’un içinde de yer alan sosyal demokrat
tabiri garip geliyor bana. Sosyal demokrat nedir? Ya sosyalistsindir ya da
demokrat. Tıpkı ya muhafazakarsındır ya da demokrat. Bu iki tabir nasıl yan
yana gelir ki? Ben muhafazakârım dinime bağlıyım, diğer dinleri yakınımda
görmek istemem ama demokratım da.
• “Batı’ya
Yolculuk-Türk Resminin 70 Yıllık Serüveni” sergisi…
• Orhan
Pamuk “Pencereden Bakmak” ve “Babamın Bavulu”
Emily
Bronte
“Uğultulu Tepeler”
Nahid
Sırrı Örik
“Kıskanmak” ve “Sultan Hamit Düşerken”
Boris
Vian
“Günlerin Köpüğü”
Tayfun
Pirselimoğlu
“Otel Odaları”
Alain
de Botton
“Seyahat Sanatı”
• Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Dündar’ın Mustafa filmiyle ilgili yaptığı soruşturma sonucunda 28 hatayı
tespit etmiş.
Can Dündar gibi bir araştırmacı
gazetecinin bu kadar hata yapması iyi niyetle açıklanamaz sanırım. Filmi
izlediğim zaman da hissettiğim kızgınlık bu haberi duyunca daha da arttı.
Cumhuriyet, Sarı Zeybek gibi belgesellere imza atan birinin Mustafa gibi bir
belgesel-film ortaya koyması da çok ilginç. Umarım Can Dündar da yaptığı
hataları fark eder ve en kısa zamanda bunları düzelterek, Türk halkından özür
diler.
•
Okuduklarım
-
Orhan Pamuk’un
“Öteki Renkler” kitabındaki Pencereden Bakmak adlı öykü…
- Vatan, Hürriyet, Haber Türk ve Sabah
gazeteleri
•
Dinlediklerim
- Bach
0 Yorumlar