Güneşi
Gördüm
Bu topraklar üzerinde yaşayan her
insanın içini derinden yakan bir konu seçmiş bu sefer Mahsun Kırmızıgül. Beyaz
Melek’le beklentilerimi çok yukarı çıkarmıştı, fakat seçtiği konu güzel
olmasına rağmen, beklediğim kadar iyi bir filmle karşılaşmadım.
Tiyatro kökenli oyuncularla ve Altan Erkekli, Şerif Sezer, Erol Günaydın
gibi ustalardan kurulu bir ekiple çalışması büyük bir avantaj, fakat
simatografik anlamda eksiklikleri dikkat çekiyor. Sinemasal dili çok zayıf,
sahne geçişleri sırıtıyor, diyaloglar sığ kalmış…
Hepimizin, her zaman kullandığı
cümlelerle doluydu film. Bir de çok fazla konuda mesaj kaygısı taşımış. Doğu
insanının yaşadıkları, terörün bölge halkına verdiği zarar, askerin insanlar
üzerindeki etkisi, töreler, doğuda transeksüel eğilimler gösteren bir genç…
Daha önce Vizontele’de de değinilen
iki kardeşten birinin asker olması, diğerinin dağa çıkması gibi artık herkesin
farkında olduğu ve çok sık kullanılan imgeler…
Sinemasal anlamda çok büyük bir
farklılık yoktu aslında filmde. Beni etkileyen Altan Erkekli’nin oyunculuğu, Şerif
Sezer’in duruşu, dedenin kör rolü ve güneşi görerek ölen Kado’nun elinde
tuttuğu kurutulmuş kardelen ya da berfin çiçeği…
Film hakkında yazılacak çok şey var. Ama
vasatı aşmayı başaramamış film.
Son günlerde gündeme gelen “Mahsun Kırmızıgül, Yılmaz Güney olur mu?”
sorusuna da bu filmi izledikten sonra vereceğim cevap: Mahsun’un daha çok yol
kat etmesi gerekiyor. Ama önceliği Yavuz
Turgul sinemasını incelemeye ayırabilir
0 Yorumlar