Gece XXVI



8 Eylül 2009
Salı

Yine yoğun bir çalışma ve uzun uzun okuma dönemine girdim. Böyle zamanları çok seviyorum. Günlerimi okuyarak, yazarak ve araştırma yaparak geçiriyorum. Birçok kitabı bir arada okuyabiliyorum. Kitaplarımın büyük bölümünü de yanımda bulundurduğum için aklıma takılan birçok şeyi anında bulabiliyorum. Tabii bir de internetin varlığı çok işime yarıyor.
Afyon’da sanatın birçok dalına ulaşmak imkânsız. O nedenle bu şehir okumak için en ideal yerlerden biri. Bu aralar 8-9 kitabı aynı anda okuyorum ve daha önce okuduğum kitapların aklıma takılan bölümlerine geri dönüşler yapıyorum.
Böyle zamanlarda Not Defterime günü gününe notlar düşerken Gece’yi ve günlüklerimi de istediğim hızda ilerletiyorum. Son zamanlarda denemelere ve makalelere de vakit ayırabildim. Ülke gündemiyle ilgili yazdığım bir-iki fıkrayı saymıyorum. Türk edebiyatı üzerine ve Türk okur profili üzerine birkaç deneme yazdım.
Şiir Düşü de yavaş yavaş kendi yolunda, diğer yollara pek sapmadan huzurlu bir şekilde yolalıyor. Fakat bu aralar pek şiire vakit ayıramıyorum. Şiir yazamıyorum. Eskiden yazdığım şiirsel karalamalar üzerine düzeltmelerle meşgul olmayı tercih ediyorum.
Eylül ayı da geldiğine göre artık Eylül’e Mektuplar’ın da gün ışığına çıkma zamanı geldi. Hayat Notları’na arada bir aforizma düşüyorum. Saptamalar, tespitler, kıssalar ve mini denemeler ise Değinmeler’e ayrılıyor.
Bu hız bana huzur katarken yeni yeni projeler de kendini hissettiriyor. Zihnimde bir roman projesi belirmek üzere. Şimdiye kadar yazdıklarımın da yol göstericiliğinde otobiyografik özellikler de taşıyan bir roman olacak gibi duruyor. Hepimizin Romanı da arada bir tekrar tekrar aklıma geliyor, fakat elim bir türlü yeniden denemeye, zihnimi zorlamaya izin vermiyor. Başar’mak İçin Yaşamak ve Aziz için yazdığım öyküler de son düzeltmeleri bekliyor.
Enis Batur’un Suya Seng, Ferit Edgü’nün Doğu Öyküleri ve Hakan Bıçakçı’nın Apartman Boşluğu kitapları için yazdığım eleştiri yazılarını da en kısa zamanda yayınlayacağım.
Okuma Defteri için de bir iki yazı yazmıştım. Fakat Seyir Defteri son zamanlarda çok boş kaldı. En son Oldboy’u izledim, ama üzerine henüz bir şeyler karalayamadım. Bir de Lynch’in Inland Empire filmi için zihnimde kurduğum metni Seyir Defteri’ne aktarmam gerekiyor.
Oldukça yoğun günler geçiriyorum, ama bu yoğunluk dünyanın en huzur verici yoğunluğu olmalı. Keşke her günüm bu şekilde yoğun geçse.

Tuna BAŞAR

8eylül’09gecesi afyonkarahisar

Yorum Gönder

0 Yorumlar