Pazar
Çağan
Irmak’ın
Dedemin İnsanları filminin etkisiyle
girdim geceye. Çağan Irmak, Mustafa
Hakkında Her Şey filmiyle dikkatimi çekmiş, Babam ve Oğlum, Issız Adam,
Karanlıktakiler ve Prensesin Uykusu filmleriyle benim için
önemli yönetmenler arasına girmeyi başarmıştı. Aynı zamanda İzmirli olmasıyla
da ayrı bir sempatim vardır kendisine.
Dedemin
İnsanları
işte bu İzmirli olma üzerine yazılmış bir senaryo. Özellikle göçmenlik meselesi
üzerinden Türkiye’nin üç farklı dönemine dikkatleri çekmeye çalışıyor.
Göçmenlik konusu bir süredir benim de
aklımı kurcalayan bir konuydu. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım boyunca İzmir’de
birçok göçmeni yakından tanıma şansım oldu. Bulgaristan, Yugoslavya, Makedonya
ve Yunanistan göçmeni Türkler’le hep bir arada yaşadım. En yakın arkadaşlarım
oldular, kan kardeşim oldular, abilerim oldular, aşık olduğum kişiler oldular. Yıllarca
bir arada yaşayıp onların kültürlerine, kendi aralarında konuştukları -bizim göçmence
dediğimiz- dillerine, göçtükleri ülkelerde kalan anılarına, yemeklerine, bu
ülkeye olan bağlılıklarına hep aşina yaşadım.
Hâlâ nerde bir göçmen görsem kendime
yakın bir insanı görmenin mutluluğunu yaşarım. Konuşmalarında göçmen
olduklarını belli eden şiveleri karşısında uzun süredir görmediğim bir dostumu
görmüş gibi mutlu olurum.
Ama bir süredir bazı göçmenler beni
istemez oldular. Onlar gibi göçmen olmadığım için, dedelerim yüzyıllarca
Anadolu topraklarında yaşadığı için, dini inancım ve ırkım onlardan farklı
olmadığı halde beni yanlarında istemeyen göçmenleri gördükçe üzülüyorum.
Kendilerini ayrı bir topluluk içine sokarak, “biz göçmenler ve diğerleri” gibi
saçma bir sınıflama kompleksi içine girerek, kendilerini diğer insanlardan
üstün görmeye yeltenen insanlar karşısında yıllarca dostça yaşadığım insanların
önemini yeniden fark ediyorum. Yoksa bu da mı siyasi bir bölme yöntemi. Nasıl
Kürtlere bu tarz bir imtiyaz tanınmaya başlandıysa son yıllarda, diğer farklı
kültüre sahip insanların arasına da böyle bir fitne sokularak kendi benliklerini
yaratma dürtüsü mü veriliyor? Nasıl doğuda oy uğruna Kürtler ve Türkler ayrımı
yapılarak belli siyasi düşünceler oy topluyorsa, şimdi de İzmir ve çevresindeki
insanların oylarını kazanmak için “Göçmenler ve Türkler” ayrımı mı yapılmaya
çalışılıyor? Yıllarca bir arada huzurlu yaşamış insanlar kendi aralarında farklılaştırılarak
kopmalara mı sebebiyet veriliyor?
10haziran’12gecesi
Tuna
BAŞAR
0 Yorumlar