Gece LI


10 Haziran 2012
Pazar

Çağan Irmak’ın Dedemin İnsanları filminin etkisiyle girdim geceye. Çağan Irmak, Mustafa Hakkında Her Şey filmiyle dikkatimi çekmiş, Babam ve Oğlum, Issız Adam, Karanlıktakiler ve Prensesin Uykusu filmleriyle benim için önemli yönetmenler arasına girmeyi başarmıştı. Aynı zamanda İzmirli olmasıyla da ayrı bir sempatim vardır kendisine.
Dedemin İnsanları işte bu İzmirli olma üzerine yazılmış bir senaryo. Özellikle göçmenlik meselesi üzerinden Türkiye’nin üç farklı dönemine dikkatleri çekmeye çalışıyor.
Göçmenlik konusu bir süredir benim de aklımı kurcalayan bir konuydu. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım boyunca İzmir’de birçok göçmeni yakından tanıma şansım oldu. Bulgaristan, Yugoslavya, Makedonya ve Yunanistan göçmeni Türkler’le hep bir arada yaşadım. En yakın arkadaşlarım oldular, kan kardeşim oldular, abilerim oldular, aşık olduğum kişiler oldular. Yıllarca bir arada yaşayıp onların kültürlerine, kendi aralarında konuştukları -bizim göçmence dediğimiz- dillerine, göçtükleri ülkelerde kalan anılarına, yemeklerine, bu ülkeye olan bağlılıklarına hep aşina yaşadım.
Hâlâ nerde bir göçmen görsem kendime yakın bir insanı görmenin mutluluğunu yaşarım. Konuşmalarında göçmen olduklarını belli eden şiveleri karşısında uzun süredir görmediğim bir dostumu görmüş gibi mutlu olurum.
Ama bir süredir bazı göçmenler beni istemez oldular. Onlar gibi göçmen olmadığım için, dedelerim yüzyıllarca Anadolu topraklarında yaşadığı için, dini inancım ve ırkım onlardan farklı olmadığı halde beni yanlarında istemeyen göçmenleri gördükçe üzülüyorum. Kendilerini ayrı bir topluluk içine sokarak, “biz göçmenler ve diğerleri” gibi saçma bir sınıflama kompleksi içine girerek, kendilerini diğer insanlardan üstün görmeye yeltenen insanlar karşısında yıllarca dostça yaşadığım insanların önemini yeniden fark ediyorum. Yoksa bu da mı siyasi bir bölme yöntemi. Nasıl Kürtlere bu tarz bir imtiyaz tanınmaya başlandıysa son yıllarda, diğer farklı kültüre sahip insanların arasına da böyle bir fitne sokularak kendi benliklerini yaratma dürtüsü mü veriliyor? Nasıl doğuda oy uğruna Kürtler ve Türkler ayrımı yapılarak belli siyasi düşünceler oy topluyorsa, şimdi de İzmir ve çevresindeki insanların oylarını kazanmak için “Göçmenler ve Türkler” ayrımı mı yapılmaya çalışılıyor? Yıllarca bir arada huzurlu yaşamış insanlar kendi aralarında farklılaştırılarak kopmalara mı sebebiyet veriliyor?

10haziran’12gecesi

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar