Cuma
İstediğim hızı da ritmi de bir türlü
yakalayamıyorum; ne okurken, ne de yazarken… Bazen yoğun okuma dönemlerinde az
yazıyorum, bazen yoğun bir şekilde yazıya yönelirken az okuyorum, bazen de
hemen hemen hiç okuyup yazamaz duruma geliyorum, fakat nedense hiçbir zaman
uzunca bir süre yoğun bir şekilde okumaya zaman ayırırken aynı yoğunlukta da
yazamıyorum. Hep hayal ettiğim halde bir türlü bunu başaramıyorum. Bunun tek
bir sebebi olabilir, o da hedef belirlerken yapabileceğim şekilde bir rota
çizememiş olmam. Demek ki ben ya yazmaya vakit ayıracağım ya da okumaya. İkisini
bir arada istediğim düzeyde yürütemediğime göre böyle bir karar almalıyım
sanırım.
Zaten hayatımın her döneminde iki işi
aynı anda aynı verimlilikle yapmayı hiç başaramadım. Hatta aynı anda iki işi
yapmaya çalıştığım her durumda yapmaya çalıştığım iki işten de bir şey
anlamadım, bir tat alamadım. Öğrenim hayatım boyunca da bunun sıkıntısını çok
yaşadım. Ne zaman aldığım eğitim dışında bir ilgi alanına yönelsem eğitimim
sekteye uğradı. O nedenle zaten lise hayatım
boyunca ders çalışmayı tercih ettim. Eğer o dönemde başka bir alana yönelseydim,
büyük ihtimalle, tıp fakültesini kazanamazdım. Tıp eğitimi sırasında da aynı
şeyi yaşadım. Tüm enerjimi edebiyata vermeye çalışırken okulumu uzattığımı
üzülerek fark ettim. Demek ki benim tek bir alanda yoğunlaşmam ve çoklu
beklentilerden kaçınmam gerekiyor. Yoğun okumalarla yoğun yazma dönemlerini
aynı zaman dilimine sıkıştırıp ikisinden de keyif alamamaktansa bunları arka arkaya
yapmayı denemekte büyük fayda var.
on9ekim’12gecesi
Tuna
BAŞAR
0 Yorumlar