Uzun zaman sonra, bambaşka bir şehirde
yazı masamı tekrardan kurdum ve defterlerimi, kitaplarımı, başvuru
kaynaklarımı, dergilerimi özenli bir şekilde yazı masama yerleştirdim. Bir
yandan yeni yazılarıma odaklanırken bir yandan da eski yazdıklarımı gözden
geçirmeye çalışıyorum. Bu doğrultuda hem yeni fikirler masama düşerken, hem de
eski yazdıklarım doğrultusunda eksik kalan yazılarımı tamamlamaya çalışıyorum.
İyi bir kitaplık nasıl olmalıdır, ana
fikri doğrultusunda yazmaya çalıştığım denemenin üzerinde yoğunlaşmış
durumdayım bu ara. Hem kendi kitaplığımı detaylı bir şekilde inceliyorum, hem
de bu konu hakkında daha önce fikir beyan etmiş kişilerin düşüncelerine
ulaşmaya çalışıyorum. Bu konuda Notos
Öykü’nün 10. sayısı bana iyi bir yol gösterici oluyor. Kısa bir süre sonra
bu yazı yayınlanacak düzeye gelecektir.
Yine benzer bir konu olan iyi bir okur
nasıl olmalıdır, temalı bir yazı için daha çalışıyorum. Dünya edebiyatının ilk
örneklerinden günümüz edebiyat dünyasına kadar geçen sürede iyi bir okurun
hangi seçici ölçütler doğrultusunda okuma edimini yönlendireceğini kaleme
almaya çalışıyorum. Bu yazı için biraz daha zamana ihtiyacım var.
Bunlar dışında edebiyat dergileri için
yazdığım karalama defteri’ni de henüz tamamlayamadım. Bunun üzerinde de
çalışıyorum. Daha önce yazdığım ve tamamlandığını düşündüğüm İsterdim-Türk Edebiyatı Üzerine Bir Ukde
Denemesi başlıklı yazıya da yeni eklemeler yaptım. Hiç Sevmem de Karalama Defteri’nden çıkarak Yazılar’da yayınlanacak
kıvama geldi.
Şiire artık yeterince zaman ayıramıyor
olmanın derin üzüntüsünü yaşıyorum. Eskisi kadar yoğun şekilde şiir
alıştırmaları yapamıyorum. Şiirsel bütünlük taşıyan ürünlere de henüz
ulaşabilmiş değilim. Yıllar önce yazdığım, defterlerde kalan alıştırmaları
toparlamaya çalışacağım. Belki bu sayede şiirsel bütünlüğe kavuşturacağım
metinler çıkabilir ortaya.
Hayat
Notları
için tamamlanmış bir seçki var şu an yazı masamda. En kısa zamanda bunu
yayınlayacağım. Yeni notlar da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Bir bütünlük
oluşturacak sayıda aforizmaya ulaştığım anda yeni Hayat Notları’nı da
yayınlayacağım.
Not
Defteri’m
de istediğim hızda, kendi yolunda ilerliyor. Günden güne artarak, edebiyata
daha da yaklaşarak güzel bir ritimle yayınlanacağı zamanı bekliyor. Not Defteri
hem yazılara, hem de değinmelere yol gösterici görevini de yerine getiriyor. Fakat
bir süredir Kırıntılar ve Seçtiklerim’i yayınlamaktan vazgeçmiş
durumdayım. Kırıntılar içeriği siyasete kaydığı için beni huzursuz ediyordu,
Seçtiklerim de çok sıkı bir okuma ritüeli tutturmam gerektiği için beni
yoruyordu. O nedenle bu iki başlığı şimdilik geri plana ittim. Aklımda Kalanlar ise belli bir süre
sınırlaması olmadan yeterli veri toplanınca yayınlanacak.
Kitap
Eleştirileri
için Ayfer Tunç’un Dünya Ağrısı, Enis Batur’un Ölesiye Sanat
ve Selim İleri’nin Mel’un-Bir Us Yarılması adlı kitaplarını
okuyorum ve bu kitaplar için detaylı eleştiri yazıları yazıyorum. Yeni
yayınlanan kitaplar için Kitap Eleştirileri’ne yazılar yazacağım. Yayınlanma
tarihi daha eski olan kitapları ise Okuma Defteri’ne konuk ediyorum. Okuma
Defteri için şu an Leylâ Erbil’in Hallaç’ı ve Behçet Necatigil’in Sevgilerde’si
hakkında yazılar yazıyorum. Daha önce Hakan
Bıçakçı’nın Apartman Boşluğu ve Enis Batur’un Suya Seng’i için yazdığım yazılar da Okuma Defteri için
yayınlanmayı bekliyor.
Rota’da bu yıl için
okumayı planladığım kitapların bir kısmının listesini yayınladım. O kitapların
yanına yeni yayınlanan kitaplar da eklenecektir. Planladığım gibi olursa bu yıl
okuyacağım kitap sayısı 150’yi bulacak. Bunların bir kısmı için Kitap
Eleştirileri’ne bir kısmı için de Okuma Defteri’ne yazılar eklemeyi
planlıyorum.
Bir süredir günlüğüme yeterince vakit
ayıramaz oldum. Özellikle aylık yayınladığım Günlükler uzun zamandır öksüz kaldı. Günler ve Gece ise aksak
bir şekilde ilerliyor. Daha fazla günlüklere zaman ayıracağım bundan sonra.
Seyir
Defteri
için de Çiğdem Vitrinel’in yönettiği
Geriye Kalan hakkında bir yazı
yazıyorum. Yine bu yıl için izlemeyi planladığım filmlerin listesini Rota’da
yayınlayacağım yakında. O filmler de Seyir Defteri’nde kendilerine yer
bulacaklardır.
Daha önce Karalama Defteri’nde yayınladığım
Erzurum yazısını tamamladım. Bu
yazıyla birlikte Bitlis üzerine
yazdığım yazı yakında İzlek’te
yayınlanacak. Bir yandan da İstanbul
Üzerine Notlar ve İzmir Üzerine
Notlar başlıklı yazıları da yazmaya devam ediyorum. Bir de İzmir’in Kültür Sanat İzleği başlıklı
bir yazı hazır. Bunu da yakında yayınlayacağım. Uzun zamandır yazmayı
planladığım Afyonkarahisar üzerine
yazıyı yazmaya başlamalıyım artık. Ve yeni şehrim Edirne üzerine de yazı yazmalıyım.
Ve yeni projeler… Çağrışımlar üzerine yoğunlaşmalıyım ve bu projeyi bir an önce
başlatmalıyım. Yeni planladığım Dikkatimi
Çekenler, uzun zaman önce planladığım, fakat bir türlü başlayamadığım Çizilemeyen Portreler, Dergiler ve Ukde başlıklı projelerime de artık başlamam gerekiyor.
Şimdilik yazı masam ve üzerinde
çalıştığım yazılar kabaca bunlar. Kısa bir süre sonra yeniden yazı masam
üzerinde bekleyen çalışmalarım hakkında yazılar yazacağım. Bu sayede
projelerimin daha hızlı bir şekilde ilerleyeceğini düşünüyorum. Çünkü
yazdıklarımı gözden geçirmek beni motive ediyor.
Tuna
BAŞAR
2 Yorumlar
"Şiire artık yeterince zaman ayıramıyor olmanın derin üzüntüsünü yaşıyorum. Eskisi kadar yoğun şekilde şiir alıştırmaları yapamıyorum. Şiirsel bütünlük taşıyan ürünlere de henüz ulaşabilmiş değilim."
YanıtlaSilKimi yazarın nesri şiir tadında oluyor. Hatta şiir'den bile keyifli. Her iki yazım türünde güzel ürünler vereceğini umuyorum. Başarılarının devamını diliyorum.
ibahimm_
Umarım. Eskiden çok daha yoğun bir şekilde şiirle ilgilenebiliyordum. En azından şiirsel alıştırmalar yazıp bir kenara bırakıyordum. Günün birinde bu alıştırmalar üzerinde yeniden çalışıp onlara şiirsel bir bütünlük verebiliyordum. Bir süredir bunu yapamıyorum. Bu da beni dertlendiriyor. Umarım yakın bir zamanda istediğim düzeye gelebilirim.
YanıtlaSilYorumların için çok teşekkür ederim.