Yazı Masası 2

Uzun zaman sonra, bambaşka bir şehirde yazı masamı tekrardan kurdum ve defterlerimi, kitaplarımı, başvuru kaynaklarımı, dergilerimi özenli bir şekilde yazı masama yerleştirdim. Bir yandan yeni yazılarıma odaklanırken bir yandan da eski yazdıklarımı gözden geçirmeye çalışıyorum. Bu doğrultuda hem yeni fikirler masama düşerken, hem de eski yazdıklarım doğrultusunda eksik kalan yazılarımı tamamlamaya çalışıyorum.
İyi bir kitaplık nasıl olmalıdır, ana fikri doğrultusunda yazmaya çalıştığım denemenin üzerinde yoğunlaşmış durumdayım bu ara. Hem kendi kitaplığımı detaylı bir şekilde inceliyorum, hem de bu konu hakkında daha önce fikir beyan etmiş kişilerin düşüncelerine ulaşmaya çalışıyorum. Bu konuda Notos Öykü’nün 10. sayısı bana iyi bir yol gösterici oluyor. Kısa bir süre sonra bu yazı yayınlanacak düzeye gelecektir.
Yine benzer bir konu olan iyi bir okur nasıl olmalıdır, temalı bir yazı için daha çalışıyorum. Dünya edebiyatının ilk örneklerinden günümüz edebiyat dünyasına kadar geçen sürede iyi bir okurun hangi seçici ölçütler doğrultusunda okuma edimini yönlendireceğini kaleme almaya çalışıyorum. Bu yazı için biraz daha zamana ihtiyacım var.
Bunlar dışında edebiyat dergileri için yazdığım karalama defteri’ni de henüz tamamlayamadım. Bunun üzerinde de çalışıyorum. Daha önce yazdığım ve tamamlandığını düşündüğüm İsterdim-Türk Edebiyatı Üzerine Bir Ukde Denemesi başlıklı yazıya da yeni eklemeler yaptım. Hiç Sevmem de Karalama Defteri’nden çıkarak Yazılar’da yayınlanacak kıvama geldi.
Şiire artık yeterince zaman ayıramıyor olmanın derin üzüntüsünü yaşıyorum. Eskisi kadar yoğun şekilde şiir alıştırmaları yapamıyorum. Şiirsel bütünlük taşıyan ürünlere de henüz ulaşabilmiş değilim. Yıllar önce yazdığım, defterlerde kalan alıştırmaları toparlamaya çalışacağım. Belki bu sayede şiirsel bütünlüğe kavuşturacağım metinler çıkabilir ortaya.
Hayat Notları için tamamlanmış bir seçki var şu an yazı masamda. En kısa zamanda bunu yayınlayacağım. Yeni notlar da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı. Bir bütünlük oluşturacak sayıda aforizmaya ulaştığım anda yeni Hayat Notları’nı da yayınlayacağım.
Not Defteri’m de istediğim hızda, kendi yolunda ilerliyor. Günden güne artarak, edebiyata daha da yaklaşarak güzel bir ritimle yayınlanacağı zamanı bekliyor. Not Defteri hem yazılara, hem de değinmelere yol gösterici görevini de yerine getiriyor. Fakat bir süredir Kırıntılar ve Seçtiklerim’i yayınlamaktan vazgeçmiş durumdayım. Kırıntılar içeriği siyasete kaydığı için beni huzursuz ediyordu, Seçtiklerim de çok sıkı bir okuma ritüeli tutturmam gerektiği için beni yoruyordu. O nedenle bu iki başlığı şimdilik geri plana ittim. Aklımda Kalanlar ise belli bir süre sınırlaması olmadan yeterli veri toplanınca yayınlanacak.
Kitap Eleştirileri için Ayfer Tunç’un Dünya Ağrısı, Enis Batur’un Ölesiye Sanat ve Selim İleri’nin Mel’un-Bir Us Yarılması adlı kitaplarını okuyorum ve bu kitaplar için detaylı eleştiri yazıları yazıyorum. Yeni yayınlanan kitaplar için Kitap Eleştirileri’ne yazılar yazacağım. Yayınlanma tarihi daha eski olan kitapları ise Okuma Defteri’ne konuk ediyorum. Okuma Defteri için şu an Leylâ Erbil’in Hallaç’ı ve Behçet Necatigil’in Sevgilerde’si hakkında yazılar yazıyorum. Daha önce Hakan Bıçakçı’nın Apartman Boşluğu ve Enis Batur’un Suya Seng’i için yazdığım yazılar da Okuma Defteri için yayınlanmayı bekliyor.
Rota’da bu yıl için okumayı planladığım kitapların bir kısmının listesini yayınladım. O kitapların yanına yeni yayınlanan kitaplar da eklenecektir. Planladığım gibi olursa bu yıl okuyacağım kitap sayısı 150’yi bulacak. Bunların bir kısmı için Kitap Eleştirileri’ne bir kısmı için de Okuma Defteri’ne yazılar eklemeyi planlıyorum.
Bir süredir günlüğüme yeterince vakit ayıramaz oldum. Özellikle aylık yayınladığım Günlükler uzun zamandır öksüz kaldı. Günler ve Gece ise aksak bir şekilde ilerliyor. Daha fazla günlüklere zaman ayıracağım bundan sonra.
Seyir Defteri için de Çiğdem Vitrinel’in yönettiği Geriye Kalan hakkında bir yazı yazıyorum. Yine bu yıl için izlemeyi planladığım filmlerin listesini Rota’da yayınlayacağım yakında. O filmler de Seyir Defteri’nde kendilerine yer bulacaklardır.
Daha önce Karalama Defteri’nde yayınladığım Erzurum yazısını tamamladım. Bu yazıyla birlikte Bitlis üzerine yazdığım yazı yakında İzlek’te yayınlanacak. Bir yandan da İstanbul Üzerine Notlar ve İzmir Üzerine Notlar başlıklı yazıları da yazmaya devam ediyorum. Bir de İzmir’in Kültür Sanat İzleği başlıklı bir yazı hazır. Bunu da yakında yayınlayacağım. Uzun zamandır yazmayı planladığım Afyonkarahisar üzerine yazıyı yazmaya başlamalıyım artık. Ve yeni şehrim Edirne üzerine de yazı yazmalıyım.
Ve yeni projeler… Çağrışımlar üzerine yoğunlaşmalıyım ve bu projeyi bir an önce başlatmalıyım. Yeni planladığım Dikkatimi Çekenler, uzun zaman önce planladığım, fakat bir türlü başlayamadığım Çizilemeyen Portreler, Dergiler ve Ukde başlıklı projelerime de artık başlamam gerekiyor.
Şimdilik yazı masam ve üzerinde çalıştığım yazılar kabaca bunlar. Kısa bir süre sonra yeniden yazı masam üzerinde bekleyen çalışmalarım hakkında yazılar yazacağım. Bu sayede projelerimin daha hızlı bir şekilde ilerleyeceğini düşünüyorum. Çünkü yazdıklarımı gözden geçirmek beni motive ediyor.


Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. "Şiire artık yeterince zaman ayıramıyor olmanın derin üzüntüsünü yaşıyorum. Eskisi kadar yoğun şekilde şiir alıştırmaları yapamıyorum. Şiirsel bütünlük taşıyan ürünlere de henüz ulaşabilmiş değilim."
    Kimi yazarın nesri şiir tadında oluyor. Hatta şiir'den bile keyifli. Her iki yazım türünde güzel ürünler vereceğini umuyorum. Başarılarının devamını diliyorum.
    ibahimm_

    YanıtlaSil
  2. Umarım. Eskiden çok daha yoğun bir şekilde şiirle ilgilenebiliyordum. En azından şiirsel alıştırmalar yazıp bir kenara bırakıyordum. Günün birinde bu alıştırmalar üzerinde yeniden çalışıp onlara şiirsel bir bütünlük verebiliyordum. Bir süredir bunu yapamıyorum. Bu da beni dertlendiriyor. Umarım yakın bir zamanda istediğim düzeye gelebilirim.
    Yorumların için çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil