7
Ağustos 2015
Cuma
Eskiden her evde mutlaka birkaç cilt
ansiklopedi olurdu. Hayatında hiç kitap okumamış insanların evlerinin en
görünür yerinde ansiklopedi görmek mümkündü. Ansiklopedilerin çoğu gazeteler
tarafından kuponla okurlarına dağıtılırdı. O zamanlar ortaokul ve liselerde
ansiklopedilerden araştırma ödevleri verilirdi. Biraz da bu nedenle çocuklu
ailelerde ansiklopedi ihtiyacı doğardı. Şimdi her şeye internet ortamında
ulaşılıyor. Ödevler de merak edilen konular da internet sayesinde
araştırılıyor. Aslında internet tam olarak o ansiklopedilerin görevini görmüyor
bence. Çünkü internette o kadar çok gereksiz bilgi dolaşıyor ki birçok kişi
aradığını bulamıyor. Daha doğru bir ifadeyle aranan bilgiye tam olarak ulaşmak
her zaman mümkün olmuyor. Ansiklopediler her zaman bir yayın kurulu tarafından
oluşturulurdu. Yer alan bilgiler kendi alanının önde gelen kişilerinin
editörlüğünde yazılırdı. Hemen hemen her konuda olabildiğince iyi bir şekilde
bilgi verecek düzeyde olurdu ansiklopediler. Bazıları görsel olarak da tatmin
edici olurdu. Bazıları ise olabildiğince yazıyla dolu, renksiz ama yine de
insanın eline alınca bambaşka düşüncelere dalıp gittiği çekici kitaplardı.
Benim de en sevdiğim şeylerden biriydi
ansiklopedi okumak. Elime alırdım, bir köşeye çekilirdim ve rastgele bir sayfa
açıp okumaya başlardım. Özellikle ülkelerle ilgili bölümler çok ilgimi çekerdi.
Bazen bir bilim adamı bazen de bir tıp bilgisi, bazen bir yazar bazen de bir
element, bazen bir siyasetçi bazen de bir hayvan türü… Onlarca farklı konunun bir
arada olduğu bu kitapların, çocukluğumdan beri, hayal gücüme büyük katkısı
oldu. Şimdi ansiklopedi bulmak gerçekten çok güçleşti. Eski ansiklopedilerin de
bazı maddeleri güncelliğini yitirdiği için ilgi çekmiyor. Ama şimdi bir ekip
kurulsa ve bir ansiklopedi oluştursalar herhalde en çok ben sevinirim.
En son Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi’ni edinirken bu sevinci yaşamıştım.
Bir de uzun zamandır aradığım ama henüz bulamadığım Ahmet Say’ın Müzik
Ansiklopedisi’ne sahip olursam bu sevinci yaşayacağımı düşünüyorum.
7ağustos’15gecesi
edirne
2 Yorumlar
Bir gun herkes "ayy cok vintageee" diyerek pesine düşecek Meydan Larousse'lerin. Eminim :))
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş tebrikler
YanıtlaSil