Gece CXVI


8 Kasım 2016
Salı

Bir süredir şiire yeterince yoğunlaşamadığım için büyük bir pişmanlık yaşıyorum. Oysa eskiden düşüncelerimi şiir yoluyla anlatmaya çalışıyordum. Şiirsel bir bütünlük taşımasa da birçok metnimde şiirsel bir tını mevcuttu. Ama şimdi daha fazla düzyazının hakimiyeti var yazdıklarımda. İstesem de eskisi gibi şiire yakınlaşamıyorum. Gerçi eskisi kadar yoğun bir şekilde şiir okuduğum da söylenemez. Şiir üzerine yazılan metinlere ve şiiri tanımlamaya çalışan sözlere de pek zaman ayıramıyorum. Sürekli bir şiir kitabı var elimde ama şiiri okumaktan öteye geçemiyorum. Şiir üzerine yeterince düşünmüyorum, önemli şiirleri detaylı bir şekilde incelemiyorum, şiirlerdeki tınıyı yakalamaya çalışmıyorum. Üstelik eskiden çok fazla şiir alıştırması yapardım. Elime kalemi kâğıdı alıp düşüncelerimi şiir yoluyla ifade etmeye çalışırdım. Ortaya şiir çıkmasa da şiir alıştırması olarak önemli metinler yaratmış olurdum.
Aslında şiire yoğunlaşmak, şiiri çok önemli bir konuma getirmek ve şiiri her an hayatıma katmak bana şiirsel bir bakış açısı da kazandırıyordu. Her şeyi şiir üzerinden değerlendirmeye başlıyordum ve her şeyi şiir olarak yansıtıyordum. Küçük ve anlamsız bir olay bile şiir olarak dile geliyordu. Hayata şiirin ritmiyle, tınısıyla bakıyordum. Bir süredir özlediğim, eksikliğini hissettiğim şey de tam olarak bu aslında.

8kasım’16gecesi edirne

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

0 Yorumlar