24
Kasım 2016
Perşembe
Bir şehri daha geride bırakmak üzereyim.
Son üç yılımı geçirdiğim ve kendimi gayet mutlu hissettiğim Edirne’den
ayrılıyorum. Her ayrılık bende derin bir hüzün duygusu yaratıyor. Daha önce de
dile getirmiştim; hayata bakışım her ne kadar büyük değişimlerin özlemiyle dolu
olsa da bazı konularda daha stabil, sakin bir düzeni yeğlerim çoğu zaman. Bir şehre,
bir çalışma alanına, bir ortama alıştıktan sonra onu kolay kolay değiştiremem. Çalışma
odamın, masamın bile stabil bir düzeni vardır ve sürekli olarak aynı şekilde
olmasını isterim. Küçük bir değişiklik bile çoğu zaman beni huzursuz etmeye
yeter. Şimdi de bir şehri, bir hayatı geride bırakırken bu huzursuzluk çok daha
yoğun bir şekilde beni etkiliyor.
Hayatımda çok büyük etkiye sahip
şehirler var. Bunların en başında İzmir geliyor. Afyonkarahisar, Bitlis,
İstanbul ve Edirne de diğerleri… Her bir şehrin hayatımda çok önemli değişimler
yaşattığını biliyorum. Bu değişimler yaşandıktan sonra ise oluşan rutin hayat
beni hep mutlu etti. Şimdi de bir değişim dönemindeyim. Bunun sonucunda da bir
rutin oluşacak ve ben oluşan bu rutin hayattan da mutlu olmayı başaracağım. Ama
yaşanan değişimin verdiği huzursuzluk şu an bütün ruh halimi etkilemiş durumda.
Aslında bu saydığım şehirlerin dışında
hayatıma küçük de olsa etki eden başka şehirler de var. Tüm şehirlerin hayatım
üzerindeki etkilerini kâğıda dökmeyi de çok istiyorum. İzmir’le başlayıp Edirne’yle
devam edecek ve hayatıma temas eden tüm şehirleri kapsayacak “Hayatımın Şehir
İzleği” başlıklı bir yazı yazsam belki şu an yaşadığım değişim huzursuzluğundan
bir nebze olsun kurtulabilirim.
yirmi4kasım’16gecesi
edirne
Tuna
BAŞAR
0 Yorumlar