Okuma Günlüğü -32-


2 Ocak 2017 – Pazartesi

Öykü deyince kadın yazarlar, kadın yazarlar içinden de en çok Tomris Uyar gelir aklıma. Öyküyü bana sevdiren yazarların en başında gelmektedir. Öykülerini her okuyuşumda bireyin içinde bulunduğu ruh halini, karakterlerin yalnızlığını derinden hissederim. Her öyküsünde bir okur olarak beni öykünün içine çeker. Öyküyü okutmaz, bir nevi yaşatmayı, hissettirmeyi başarır. Özellikle İpek ve Bakır, Yürekte Bukağı, Yaza Yolculuk gibi kitaplarıyla beni fazlasıyla etkilemeyi başarmıştır.
Tomris Uyar çok önemli bir öykücü olmasının yanında çevirileriyle ve günlükleriyle de edebiyata önemli katkılar yapmıştır. Turgut Uyar ve Cemal Süreya ile yaşadığı aşklar da edebiyat dünyamızda önemli bir konumda bulunmasına sebep olmuştur.


Şu an elimde tuttuğum Gecegezen Kızlar adlı kitabında da yine bireyin iç dünyasına ve yalnızlığına odaklanan öyküler yazarken bu defa farklı bir yöntemle eski masal kahramanlarını günümüz insanlarına dönüştürme yolunu seçmiş. Kendi ifadesiyle şöyle tanımlıyor kitaptaki öyküleri yazar: “Sırasıyla Haensel ile Gratel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Kırmızı Şapkalı Kız ile Mavi Sakal, Fareli Köyün Kavalacısı, On İki Dansçı Prenses, Uyuyan Güzel, Kül Kedisi, Fesleğenci Kız, Sabırtaşı’nın Şehzadesi ile Çingenesi, Çizmeli Kedi, Pinokyo günümüzdeki kılıkları ve düşleriyle bir daha yaşıyorlar burada.”        
Bakalım masallardan süzülüp gelen masal kahramanları bize neler getirecek bu kitap sayesinde.

Tuna BAŞAR

Yorum Gönder

1 Yorumlar

  1. Teşekkürler. Ayşe Kulin'in uzunca bir öyküsü de beni çok etkilemiştir. Vitrindeki mankenlerin kendi aralarındaki konuşmalarıydı.

    YanıtlaSil