Bir
Şarkının Düşündürdükleri
Durduk yerde bir şarkı mırıldanmaya
başlıyorum. Bilinçsiz bir şekilde... Yavaş yavaş sesimi yükseltiyorum ve
şarkının sözlerini bilinçli bir şekilde söylemeye devam ettiğimi fark ediyorum.
Gökyüzündeki yıldızlardan bahsediyor
şarkı... Sitem dolu... Gökyüzündeki yıldızlardan daha yalnız olmak...
Gözümün önüne bir kadın geliyor. Kızıl
saçlı, güven uyandıran bakışlara sahip bir kadın... "Yok," diyorum, "bu
şarkıyı bu kadından değil, başka birinden duydum." Hafızamı
zorluyorum. Aykırı bir erkek ses sanatçısı geliyor gözlerimin önüne. "Evet," diyorum, "işte bu sanatçı söylüyor."
Döneminin en aykırı kişiliklerinden biri... Sırf aykırılığı yüzünden hâlâ
(ölümünden sonra bile) eleştiriliyor, sırf aykırı olduğu için (sanatına
bakılmaksızın) sevilmiyor.
Dudaklarımın arasından şarkı sözleri
çıkmaya devam ediyor. Ancak aykırı bir kişilik bu şarkıyı söyleyebilir!
Yalnızlığın hüznünü ruhumda
hissediyorum.
Şarkıyı tekrar tekrar söylerken,
yalnızlığı hatırlatan yazarlar, şarkıcılar, şairler geçiyor aklımdan. Bir film
sahnesinden, bir kitaba giriyorum, bir şiirden çıkıp, bir öyküde buluyorum
kendimi. Olaylar, yerler, kişiler değişiyor, fakat hissettiklerim değişmiyor.
Dudaklarım hâlâ şarkıyı mırıldanıyor,
fakat tek farkla; artık gözyaşlarım da dudaklarımın açılıp kapanmasına göre yön
değiştirerek, hislerimi daha da derinleştiriyor.
Kim demişti, ben ne zaman yalnız
kaldığımı bilmiyorum, her zaman yalnızdım onu biliyorum, diye. Kalabalıklar
etrafında yalnızlığını unutan şair kimdi; Murathan
Mungan mı?
Yalnızlığın Senfonisini kim yazmıştı?
Bir anda Oğuz Atay'ın bir öyküsünde buluyorum kendimi. “Korkuyu Beklerken”
yalnızlığım derinleşiyor.
Lars
von Trier'in
bir filmine giriyorum. Korkuyu beklemeyi bırakıp, her dakika korkuyla yaşamaya
başlıyorum.
Ve tabii yalnızlık hep içimde...
Bir filmden, bir kitaptan, bir şarkıdan
çıkıp normal hayatıma dönemiyorum. Çünkü normal hayatımı bunların içinde
buluyorum. Tek fark; bunlar sayesinde normal yaşantımın acısını daha da
derinden hissediyorum.
Yavaş yavaş sesim kısılıyor. Gözyaşlarım
izlediği yollarda kuruyor. Ağzıma tuzlu bir tat bırakıyor bu şarkı. Tekrar
söylemeye cesaret edemiyorum.
Yazıda
Adı Geçenler
Mırıldandığım Şarkı: Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar
Kızıl Saçlı, Güven Uyandıran Bakışlara
Sahip Kadın: Candan Erçetin
Aykırı Erkek Ses Sanatçısı: Zeki Müren
“Ben
ne zaman yalnız kaldığımı bilmiyorum, her zaman yalnızdım onu biliyorum!”
diyen ve kalabalıklar etrafında yalnızlığını unutan şair: Murathan Mungan
Yalnızlığın Senfonisini Yazan Kişi: Sezen Aksu
Oğuz
Atay’ın
Öyküsü: Korkuyu Beklerken
Lars
von Trier’in
Filmi: Dogville
Tuna
BAŞAR
/otuzbirtemmuzikibinbeş
yirmiüçotuzbir
İzmir/
2 Yorumlar
Bazen bir şarkı ne kadar çok şey düşündürüyor insana. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Bu yazı beni hem yazarken hem de okurken birçok sanat eserine götürdü. Uzunca bir süre önce kaleme almıştım bu yazıyı. Aynı zamanda dergilerde yayınlanan ilk yazımdır Bir Şarkının Düşündürdükleri.
Sil